Kitap:Fasıldan Fasıla 2
Şimdi millette bir hastalık var; her şeyin kolayına fetva veriyorlar. “Zorlaştırmayınız!”[1] hadisini yanlış anlıyorlar. Oysaki, zamanımızda değerler altüst olmuş, doğruyla yanlış birbirine karışmış. Şimdi bu hayat tarzının getirdiği arızalardan dolayı, dinin rükünlerinden taviz mi vereceğiz? Bakın, sabah-akşam at sırtında koşturup duran insanlar, o zor şartlar altında hiç namazlarını bırakmışlar mı? Eğer onlar, o zor şartları nazara alarak, önce “Sünneti terk edelim, farzı kazaya bırakalım, abdest şimdilik kalsın…” falan deselerdi, zannediyorum bugün İslâm adına hiçbir şey kalmazdı.
Bu din, cihanşümûldür. Böyle geçici dönemler için fetva çıkarıp kanun vaz’ edenler, bir gün gelecek, verdikleri fetvalardan yüzleri kızaracak ve utanacaklardır. “Borç yiğidin kamçısıdır.” diye milleti zengin olmak için faizli kredi almaya teşvik edenler de…
Aslında borç, teşvik edilecek bir şey değildir. Zaten Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), borçlu olan insanın cenaze namazını kılmamıştır..[2] o zaman hangi yiğidin kamçısından bahsediliyor? Kaldı ki, bugünkü borçların çoğu ihtiyaçtan kaynaklanmıyor. Herkes haram‑helâl demeden holdingleşme sevdasında. Allah Resûlü, borçlunun namazını kılmazken, borçlanmayı teşvik etmek, dinde laubali olmak değil de nedir?