Kitap:Fasıldan Fasıla 2
Cumhuriyet Türkiye’sinin en renkli simalarından biri herhâlde Kasım Gülek Beyefendi’dir. Türkiye yönetiminde yıllarca kilit adam rolü oynamış.. yurt dışında defaatle ülkemizi temsil etmiş.. ilerlemiş yaşına rağmen aktif siyaset içinde olmasa bile, hâlen zirveleri tutan insanların, yanına gelip sohbetini dinlediği, engin tecrübelerine başvurduğu bir kâmettir.
Ramazan Bayramı münasebetiyle ziyaretine gittiğimizde, bize iki hatırasını anlattı. Bunlardan biri; 1950 seçimlerinde DP iktidara gelince, Halk Partisi içinde bazıları “Artık bundan sonra bizim iktidara gelmemiz, seçimleri kazanmamız muhal. Gelin partiyi kapatalım!” demişler. Kasım Gülek Bey de, belki bugün bile çoklarının rahatsız olabileceği yerinde ve doğru bir tespit yaparak demiş ki: “Hayır, partiyi kapatmayalım. Ama, gelin halkın partisi olalım. Biz bugüne kadar Halk Partisi’ydik ama halkın partisi değildik. Halkın dışındaydık.”
Bilemiyorum üzerinden 45 yıl geçmiş bir hâdise birilerini rahatsız eder mi, etmez mi ama ben şahsen bunun bilinmesinde fayda mülâhaza ediyorum.
Ve ikinci hatırası, Türkiye’de zihniyet değişikliği ve onun gazete sütunlarına yansıması açısından önemlidir. Kasım Gülek Bey bir gün hacca gitmeye karar verir. Bu, o gün için sansasyonel bir haber olma niteliğinin yanında, CHP genel sekreteri gibi birisinden, o gün itibarıyla, beklenilmeyen bir davranıştır. Dolayısıyla o zamanlar, dili bir hayli uzun, muhakemesi de o ölçüde dar bazı gazeteciler etrafını alır ve Kasım Gülek Bey’e:
– Siz hakikaten hacca gidecek misiniz?– Evet.– Sahi gidecek misiniz?– Gideceğim tabi.– Tavaf da edecek misiniz?– Evet, tavaf da edeceğim.
Ve dağılırlar. Hac dönüşü yine etrafını sararlar. Bu sefer:
– Sayın Gülek, hacca gittiniz mi?– Evet, gittim.– Kâbe’yi de tavaf ettiniz mi?– Ettim tabi.– Arafat’a..?– Çıktım.– Pekâlâ, şeytanı da taşladınız mı?
Ve müthiş cevap:
– Evet, hem taşladım hem de birçok taş getirdim, buradaki şeytanları da taşlamak için.
Ömrü uzun olsun, güle güle anlattı bize bu hatırasını... Evet, dünya değişiyor...