Devlet Sırrını Saklamak
Tahmini okuma süresi: 2 dk.
482 defa okundu.

Kitap:Fasıldan Fasıla 1



Haremeyn-i Şerifeyn'e Müslümanlardan başkasının girmesinin yasaklanmasında taabbüdî, yani ibadete ait bir yön vardır ki, başka hiçbir hikmet mülâhazasına girmeden Müslümanlar bu hükme kıyamete kadar uymak zorundadırlar. Bu tespitten sonra, bir de İslâm alemine ait şöyle siyasî bir hikmetten söz edebiliriz: İslâm âleminin merkezi Haremeyn-i Şerifeyn'dir. Dolayısıyla, bir gayri müslim oraya girip Müslümanlara ait sırları kat'iyen öğrenmemelidir. Bu prensip, 'Sedd-i zerayi' açısından bütün İslâm merkezlerine teşmil edilebilir. Yani, bir gün İstanbul veya bir başka belde, İslâm âlemine merkezlik edecek olursa, oraya da gayr-i müslimler sokulmayabilir. Zira, İslâm alemine ait sırların yabancıların eline geçmemesi çok önemlidir. Osmanlılarda Kanûnî devrine kadar bu hususa belli ölçüde dikkat edilmiştir. Dıştan sır toplanmış ama, dışarı sır verilmemiştir. Kanûnî döneminden sonra ise tam tersi olmuştur. Öyleki, sarayda konuşulan bir mes'ele, iki-üç gün sonra Lordlar Kamarası'nda müzakere masasına konulmuştur. Yıkılışımızı hızlandıran sebeplerden biri de işte budur.