Kitap:Fasıldan Fasıla 2

Allah Resûlü’ne bir gün “Ey Allah’ın dostu!” denince, “Hayır, o İbrahim’dir!” buyururlar..[1] ve yine bir gün Hazreti Musa’yı kendisine tafdil edene karşı, “Beni, Musa’ya tafdil etmeyin!” ferman eder.[2] Cevher kadrini cevherfüruşan olan nasıl da anlıyor! İşte, ihlâs ve samimiyet, bir peygamber vasfı olduğu için o işi kendine meslek edinen insanların da ayrılmaz vasfı olması gerekmez mi? Kur’ân, peygamberleri ya ihlâs sahibi olarak tanıtmakta[3] ya da Cenab‑ı Hakk’ın o nebiye ihlâsı emrettiğini nakletmektedir.[4] Kur’ân‑ı Kerim’i bu zaviyeden tetkik edip okuduğumuzda, bunu açık seçik görmemiz mümkündür.