Kitap:Fasıldan Fasıla 1
Kendisinden böyle bir şey nakil yok. Ama sonraları O'na Mustafa da denilmiş. Hareket noktası şu olabilir: İsim ile isimlendirilen arasındaki ilgi, lakap ile şahıs, sıfat ile mevsuf, künye ile künyelenen arasındaki ilgiden daha fazladır. Selef-i salihîn, Efendimizin özün özü bir varlık oluşuna, 'Mustafa' diyerek tercümanlık yapmışlardır. Mes'eleye şu açıdan da yaklaşabiliriz. Allah, Kur'ân'da Hz. Musa için 'inni'stafaytüke' (Şüphesiz ki seni seçtim) diyor. Hz. Musa'da böyle seçme mevzûu ise, bu, Hz. Muhammed (sav) için evleviyetle ve evveliyetle geçerlidir. Evet, O, kâinatın bihakkın özü, hülâsası, yani Mustafası'dır. Ayrıca, Efendimiz'in isminin çok olması ve konuşma, yazma esnasında her bir ismini değişik takdimlerle kullanma, insandaki ülfeti izale eder. Mes'eleyi bu nokta-i nazardan da değerlendirmek bence önemlidir.