Kitap:Fasıldan Fasıla 1
Yüce hakikatler, tarihî seyirleri içinde, belli 'esmâya mazhar peygamberler tarafından temsil edilmiştir. Meselâ, hilâfet Hz. Davud'la (as), saltanat ise Hz. Süleyman'la (as) temsil edilmiştir. Efendimizden (sav) sonra peygamber gelmeyecektir ama, bu hakikatler, mutlaka yine aynı esmâya mazhar bazı şahıslar tarafından temsil edilecektir. Şu farkla ki, gerek bu isimler mazhariyette, gerekse hakikatleri temsilde peygamberler asıl, bu şahıslar ise gölgedirler. Bu dakik sırrı kavrayamayan bazıları, asıl ile gölgeyi karıştırıp, sonrakilere peygamberlik pâyesi vermeğe kadar varan yanlışlıklar içine düşmüşlerdir. Hz. Mesih (as), belli bir dönemde irşad ve tebliğ hizmetini yürütüp, Rabbine mülâkî olmuştur. Bugün dünyanın dört bir bucağında aynı irşad ve tebliğe hizmetini yapan, organize ve münferit pek çok Müslüman vardır. Yani bunlar da bir noktada Hz. Mesih'i temsil etmektedirler. Ne var ki bazen bu cemaatleri temsil makamında önde bulunan insanlara 'Mesih' denmektedir ki işte bu, asıl ile gölgeyi karıştırmak sayılır. Zaten, peygamber olmayan birine peygamberlik isnat etmek de küfürdür. Mesihiyet devresini Muhammedî devre takip eder. İnşaallah, -Efendimizin beyanları içinde- bu irşad ve tebliği itmam edecek o kerpiç yakın zamanda gelecek ve bu tabiî gelişmeleri tarihî süreç içinde oturması gereken yere oturtacaktır.