Kitap:Fasıldan Fasıla 1
Savaşta ele geçirilen esirler, aralarında anlaşıp isyan çıkarmasınlar diye; Müslüman ailelere dağıtılır; her Müslüman, evinde onların kalplerini İslâm'a te'lif için gayret gösterir; Müslüman, kendi payına düşen köleyi azat ederek, sevap kazanma yoluna da gidebilir.. Köleyi azat etmek için karakterini iyi bilmek gerekir. Bu da, köleyi bir müddet alıkoymak ve yakından tanımakla mümkün olur. Bu alternatiflerin dışında başka hiçbir teklif, meseleye köklü çözüm getirmez. Biz bugün kölelik müessesesine Batı'nın aldatıcı kıstaslarıyla bakıyoruz. Sonra da, İncil'i idam etmek için kurulan sehpada Kur'ân'ı asıyoruz; tıpkı 'Karakuşî mahkeme' fıkrasında olduğu gibi: Bir hırsız Kadı Karakuş'a gelir ve hırsızlık için girdiği evin sahibini şikâyet eder: 'Kadı Efendi, evin penceresi çürükmüş; kaçarken düştüm ve kolum kırıldı' der. Ev sahibi, 'pencereyi ben yapmadım, marangoz yaptı' diyerek, işin içinden sıyrılır. Marangoz, 'pencereyi takarken, gözüme falanca kadının elbisesi ilişmişti' der. Kadın, elbiseyi boyayanı suçlar. Boyacı herhangi bir mazeret bulamayınca, Karakuş boyacının idamına karar verir. Ne var ki, boyacının boyu idam sehpasından uzun olduğu için yerine daha kısa boylu bir boyacı bulunur ve hüküm infaz edilir.