Cuma Sûresinin 11. Ayeti Üzerine
Tahmini okuma süresi: 2 dk.
491 defa okundu.

Kitap:Fasıldan Fasıla 1



Cum'a sûresinin, Efendimiz (sav) hutbe irad ederlerken bazı sahabilerin kalkıp gitmeleriyle alâkalı son âyetinden şunlar anlaşılabilir: 1) Hutbenin farziyetini bilmiyorlardı. Zaten böyle bir mazeretleri olmasaydı, yaptıkları çok tehlikeli bir şeydi. 2) Dinin ta'lim yeri minberdir. Zaman zaman ayakta konuşmalar yapılır ve umuma seslenmek içinde minbere çıkılırdı. Daha sonra bu husus Allah tarafından hükme bağlandı. 3) Ayet, Rabbe teveccüh etmiş bir haldeyken, dünyanın zuhuruyla onu tercih edişi kınamaktadır. 4) Meselenin bir de Efendimiz'e bakan yönü var. Hangi hatip olursa olsun, konuşma esnasında birisi kalkıp giderse konsantrasyonu bozulur. Değil sadece kalkıp gitme, esneyenler bile konuşmacıya tesir eder. Kaldı ki, orada konuşan Hz. Muhammed'dir (sav). 5) Efendimiz, bütün konuşmalarında Allah'ı anlatıyordu ve buna mukabil hiçbir ücret de talep etmiyordu. Hutbe irad etmeyen, onun ne kadar zor bir iş olduğunu anlayamaz. Bundan dolayı, hutbeyi dinleme bir zamanlar âdetâ namaz gibi telakki ediliyordu. Cemaat, hutbe dinlerken teşehhüdeymiş gibi oturuyor ve hatibin 'İnnallahe ye'muru bil adli ve'l ihsan...!' ayetini okumasından sonra sağ ve sollarına selâm veriyorlardı. Demek ki, o temiz insanlar hutbe dinlemeyi iki rekâtlık bir namaz gibi anlıyordu. Böyle bir anlayış çok mahzurlu olmasa gerek. Evet, İslâm'da her şey disiplin altına alınmıştır. Ne yazık ki, bizim devrimizde bazı şeyler gevşekliğe uğramıştır. Allah Resulü'nün hayatında bir defa olsun konuşan birisine sırtını dönüp gittiği vaki olmamıştır. Biz de konuşanı dinlemeyi ahlâk haline getirmeliyiz.