Hazreti Muaviye’ye bir adam gelir ve şu hadisi okur: “Allah bir kimseyi herhangi bir hususta âmir yapar ve o, miskine, mazluma veya hâcet sahibine kapısını kaparsa, Allah onun en şiddetli ihtiyacı esnasında kendisine rahmet kapılarını kapar.” Bunun üzerine Muaviye: “Bir adam görevlendirin, halkın arasında gezsin ve onların ihtiyaçlarını bana iletsin.” diye emreder.[1] Düşünün ki o dönemde İslâm ülkesinin toprakları İstanbul kapılarına kadar dayanmıştı ama, devlet reisi sıradan bir vatandaşı karşısına alıp dinleyebiliyordu. Hazreti Muaviye’nin vali olduğu bir dönemde Hazreti Ebû Zer yanına gelerek...
Devam et..Web sitemizi telefonunuza Mobil Uygulama olarak indirebilirsiniz.
Daha fazla bilgi içintıklayınız.Bütün kitaplarda farklı arama metodları ile arama imkanı.
Daha fazla bilgi içintıklayınız.Her gün okuma süresi 5 dakikadan az yeni bir bölüm paylaşımı.