Kitap:Kendi Ruhumuzu Ararken
Soru: Kur’ân-ı Kerim ve hadislerde Osmanlı Devleti’nin yıkılışıyla ilgili âyet veya hadisler var mıdır?
Bu mevzuda, umumî hükümlerden başka sarih, kat’i ve açık bir âyet veya hadis var mı bilmiyorum. Ancak Allah’ın umumî hükümleri vardır. Dine sahip çıkılmadığı takdirde Allah, hâkimiyet emanetini yüklenecek başka bir millet getirir ki, böyle bir cemaatin altı vasfı vardır ve onlar şunlardır: Onlar, Allah’ı severler, Allah da onları sever. Allah yolunda mücadele ederler. Mü’minlere karşı yüzleri yerde, mülhitlere karşı da aziz ve çetindirler. Kınayanın kınamasını kâle almaz ve sadakat içinde hep Allah yolunda hizmet ederler.[1] İşte bu hususlar onların umumî vasıflarıdır.
Devr-i Saadet’i müteakip bu vasfa bir kısmı itibariyle bihakkın Emeviler liyakat göstermişlerdir. Liyakatları azalınca Abbasiler bu ağır yükün altına girmişlerdir. Abbasiler de götüremeyecek hâle gelince Allah, Selçukluları mütecavizlere karşı çıkarmıştır. Selçuklular götüremeyince de bu ağır yükü Osmanlıların omzuna yüklemiştir. Zannediyorum Osmanlılar da bu altı vasfı birkaç asır tam temsil etmişlerdir.. gerisi belli.!
Ancak ehl-i istihraç, Osmanlı Devleti’nin kurulacağı, bir kısım padişahların isimleri, onların yapacakları fetihler ve sonundaki keşmekeşlik ve herc ü merce dair bir kısım şeyler söylemişlerdir. Bu cümleden Muhyiddin İbn Arabî Hazretleri, Edirne Kütüphanesi’nde mahtut (el yazması) bir kitapta –kendisi çok daha evvel yaşamasına rağmen– Osmanlı Devleti’nin kurulacağını, Dördüncü Murad’ın ismini vererek, Revan’ı bir kaç ay gibi kısa bir zamanda fethedeceğini, Abdülaziz Cennetmekân’ın elleri kesilmek suretiyle intihar süsü verilerek öldürüleceğini anlatmaktadır.
Evet, ehl-i ilim, ehl-i müşâhede ve keşfin bu mevzuda istihraçları çoktur. Bu cümleden olarak Müştak Dede’nin yüz elli sene evvel Ankara’nın pâyitaht olacağına dair manzum ifadeleri vardır.[2] Onların hangi âyet ve hadise dayanarak bu hükümleri verdiğini bilemiyorum. Ancak öyle anlaşılıyor ki onlar, mişkât-ı nübüvvetle münasebet kurmak suretiyle, bu haberleri doğrudan doğruya Resûlullah’tan alıp söylemektedirler.