Kitap:Mefkûre Yolculuğu (Kırık Testi 13)
Soru: Kur’ân-ı Kerim’de, kendisine hak ve hakikati bulma yolunda âyetler verildiği hâlde, onlara sırtını dönüp şeytana tabi olan ve neticede azgınlardan biri hâline gelen talihsiz bir kişiden bahsedilmektedir. (Bkz.: A’râf Sûresi, 7/175) Hakka giden yolda bulunuyorken insanın hayatını böyle hazin bir akıbetle noktalamasının sebepleri nelerdir?
Cevap: Hak yolunda giderken başka yollara sapma sebeplerinin başında insanın bu hayatın imtihan için var edildiği ve her an her şeyle imtihana tabi tutulduğu gerçeğini unutması; unutup da nefsin ve şeytanın aldatmalarına kanması gelmektedir. Esasen insan, bir taraftan nefis mekanizması, diğer taraftan da nerede, ne zaman ve ne şekilde karşısına çıkıp kendisini aldatacağı belli olmayan şeytan unsuruyla her zaman karşı karşıyadır. Çoğu zaman bu düşmanlar, insana dost suretinde yaklaşarak doğruyu yanlış, çirkini güzel, bâtılı hak gösterir ve insanı idlâl edebilirler. Bu aldatmalara kanmamak için insan, nefsin ve şeytanın vesveselerine karşı daima uyanık olmak zorundadır. Yoksa bir anlık gaflet bile bazen insanı telâfisi zor veya imkânsız aldanmalara sürükleyebilir.
Nefsimize ve cismaniyetimize bakan yanı itibarıyla dünyanın cazibedar güzelliklerini, o çok aldatıcı şeytanın illüzyon için kullandığı birer malzeme olarak düşünebilirsiniz. Evet, şeytan, amansız bir düşman gibi, hiç olmayacak yerde, olmayacak şeyleri insana çok cazip gösterir. Ne var ki
وَعَسَى أَنْ تَكْرَهُوا شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَكُمْ وَعَسَى أَنْ تُحِبُّوا شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَكُمْ وَاللّهُ يَعْلَمُ وَأَنْتُمْ لَا تَعْلَمُونَ
“Nice sevmediğiniz şeyler vardır ki, o sizin için hayırlı olabilir. Ve nice sevdiğiniz şeyler de vardır ki, sizin için şerli olabilir. Allah bilir, hâlbuki siz bilmezsiniz.” (Bakara Sûresi, 2/216)