Kitap:Varlığın Metafizik Boyutu
'Bunlar nasıl mikroplardır ki, Cenab-ı Hak onlara namaz, oruç, zekat ve hac gibi mükellefiyetler yüklemiştir. Ve yine bunlar nasıl mikroplardır ki, insanlar gibi onların da ölecekleri ve bütün yaptıklarından ahirette hesap verecekleri kendilerine ihtar edilmektedir.' Öte yandan cinleri insana ait, şehvet ve gadap gibi bazı duygular olarak kabul edenlere ne demeli? Allah bizi bırakıp, duygularımızı muhatap ediniyor; ediniyor da emir ve nehiylerini onlara veriyor! Böyle düşünenlere 'Allah insaf versin' demekten başka insanın elinden ne gelir ki!..
Hem bunlar nasıl mikrop veya vehimlerdir ki, Hz. Süleyman (as) bunları emri altında çalıştırıyor ve onlara nice işler gördürüyor.
Belkıs'ın tahtını çok uzak mesafeden getirme mevzuunda cinlerden bir ifrit, Hazreti Süleyman'a: 'Sen makamından kalkmadan ben onun tahtını sana getiririm' diyor. (Neml, 27/39)
Bir başka ayette de cinlerin yaptıklarından şöyle bahsediliyor:
'.. Rabbinin izni ile cinlerin bir kısmı onun önünde çalışırdı. Onlardan kim buyruğumuzdan çıksa ona alevli bir azabı tattırırdık. Ona dilediği gibi kaleler, heykeller, havuzlar kadar geniş leğenler, sabit kazanlar yaparlardı...' (Sebe, 34/12-13)
Ve şimdi farklı düşünenlere soralım: Bütün bunları vehimler ve mikroplar mı yapıyorlardı? Bunu bu şekilde ifade, acaba Kur'an'a ait bir hakikatı inkâr olmaz mı? Onun için biz diyoruz ki, cin ve şeytan ile ilgili ayetler, mutlak surette Kur'an'ın anlattığı, hadislerin şerh ve izah ettiği birer hakikat olarak ele alınıp öyle değerlendirilmelidir. Aksi halde hakikatten uzaklaşılmış olunur ki, bu da ancak dalalet ve sapıklığı netice verir. Aman Allah'ım, din adına birşeyler söylerken dinden çıkmak ne kötü akibet!..