Kitap:Varlığın Metafizik Boyutu
Mutlak ma'nada melâike, büyük alemle küçük alem arasında münasebet kuran, elçilik yapan, kalbimizi okşayan, ona itminan üfleyen, onu biçime koyan, Cenab-ı Hakk'tan gelen mesajları alıp adeta regüle ederek kabul edilebilir hale getiren çok mukaddes elçiler topluluğuna denir. Yüzleri öbür aleme yönelik ve daha çok öbür alemin vazifelileri olan melekler, Cenab-ı Hakk'ın her iki alemdeki tasarruflarına nezâret eder ve onları alkışlarlar.
Melekler, sadece 'Emirler Alemi'nden olmayıp, nurdan kendilerine has cisimleri de vardır; fakat, bu cisimleri latif ve nûrânîdir. Bu sebeple, hulul ve nüfuz keyfiyetleri çok seri ve mükemmeldir. İnsanın gözbebeği içinde yer alır, baktırır ve ona güzel şeyleri gösterirler. Peygamber ve velinin kalbine ayrı ma'na ile, bitkiler ve hayvanlar alemine ayrı manalarla nüfuz ederler.
Melekler 'Allah'ın kendilerine emrettiği şeylere isyan etmez ve ne ile emrolunuyorlarsa onu yerine getirirler' (Tahrim, 66/6) ve bu sırf meleklere has bir keyfiyettir. İnsan ise, asla melek gibi değildir. Onda sürekli iniş-çıkış ve zikzaklar sözkonusudur. Evet insan, meleküstü bir mahiyet kazanabileceği gibi, akılsız, şuursuz mahlukatın altına da düşebilir. Oysaki meleklerin makamı sabittir. Nurdan yaratıldıkları için, insan ve cinlerde olduğu gibi, onlarda katiyyen isyan ve başkaldırma bahis mevzuu olamaz. Meleklerde erkeklik ve dişilik de yoktur. Onların öfke, kin, gadap, kıskanma, hased gibi kötü duyguları bulunmadığı gibi, beşeri, cinni arıza ve garizalardan da müberradırlar.
Melekler yemez, içmez, acıkmaz, susamaz ve yorulmak nedir bilmezler. Maaş ve ücretleri yoktur ama, Allah (cc) namına işledikleri her emirde, latif bir zevk ve hoş bir lezzet alırlar. Terakki ve rütbeleri olmamakla beraber, Allah'a karşı ibadetlerinde, derecelerine göre derin bir feyiz vardır. Nurdan olduklarından, gıdalarına nur kâfidir. Nasıl insanlar su, hava, ışık ve değişik gıdalarla gıdalanır ve bunlardan lezzet alırlar, melekler de zikir, tesbih, hamd, ibadet, Cenab-ı Hakk'a ait marifet ve muhabbet nurlarıyla gıdalanır ve bunlardan engin bir lezzet alırlar. Hatta, güzel kokular dahi, bir nev'i onların gıdası sayılır. Evet onlar, güzel kokudan zevk alır ve hoşlanırlar. Burada, selim fıtratı en üst seviyede temsil eden Allah Rasulü'nün (sav) güzel kokudan hoşlanıp güzel koku süründüğünü de hatırlatıp geçelim...