Temsil Noktası
Tahmini okuma süresi: 3 dk.
425 defa okundu.

Kitap:Fasıldan Fasıla 1



Hizmetin aslını enbiya-ı izam yapmıştır. Çünkü onlar, Zat-ı Ulûhiyetin zatî cilvelerinin gölgeleridir. Gelen ümmetler ise zillîdir. Efendimiz'den sonra peygamber olmadığı için, gelen evliya ve mücedditler nübüvveti temsil etmişlerdir. Efendimiz'de hakim olan unsur, bu velilerde de hakimdir. Tıpkı Hz. Davut'ta hakimiyet, Hz. Adem'de tevhid hakim olduğu gibi, Allah Rasûlü'nde de ferdiyet hakimdir. Her halde, ism-i A'zam sayılırken başta Ferd' isminin zikredilmesinin sırrı da bu olsa gerek. Ayrıca, 'Allah' lafz-ı celâlinin baş harfi olan, 'Elif', Ahmet'in de baş harfidir. Allah (cc), Ahmet'te mütecellidir. Hizmet-i imaniyede bulunanlar, hangi nebinin cemaatinden olurlarsa olsunlar şeffaf birer ayna hükmündedirler. Onlara bakanlar, aslî olan peygamberlerini görürler. Tahriften evvelki Hristiyan Hz. İsa (as), Müslüman ise, Hz. Muhammed'i (sav) görür. Bugün, hizmetteki bazı hususiyetlerde evsaf-ı İseviye ne kadar ileri giderse gitsin, evsaf-ı Muhammediye daima hakimdir. Zira Hz. Mesih, bir hadîsin işaretiyle 'Bazınız bazınıza imamsınız' buyurur. Bu: 'Ben imam olamam' demektir. Bugün, devrin getirdiği şartlar ve hizmetin stratejisi açısından, bir yanağına vurana öbür yanağını çevir, karşılık verme, sokağa dökülme' diyorsak, bir manada bu ruhu temsil gereğinden dolayıdır. İlerde İnşaallah Muhammedî zemin tam oturacak ve Muhammedî renk bütün renklere hâkim olacaktır. Şimdilik bu cemaatte mülayemet ve müsamaha manasına Mesihiyet yönü galip olabilir, o şeffaf aynada Mesih (as) görülebilir. Bu manâyı anlamayanlar ve aslı tecellî ile karıştıranlar, mesihî ruhun temsilcisine mesih nazarıyla bakabilirler. Bu iltibasa Bediüzzaman Hazretleri bir yerde işaret ederek, 'Evliya mertebeleri içinde bir mertebe vardır ki, o mertebede Hz. Hızır ile görüşülür ve buna 'Makam-ı Hızır' denilir. Bu makamdaki bir veli bazen aynı Hızır, yani Hızır'ın bizzat kendisi olarak görülebilir' demektir. İhtimâl, ilerde bir cemaat hilâfeti temsil edecektir. Bu makamın aslî temsili Hz. Davut ve Hz. Süleyman'a (as) aittir. O zaman da asıl ile tecelliyi, aslî temsil ile gölge temsili karıştıranlar, öndekilere Davut, Süleyman (as) deme galatına düşeceklerdir. '