Kitap:Fasıldan Fasıla 1
Günümüzde sağcılık, solculuğun karşısında iktisadî bir anlayıştan ibarettir. Sol denince proleterya ve komünist sistemler, sağ denince de, kapitalist, liberalist ve faşist sistemler akla geliyor. Bu arada, bazı Müslümanlar da bu iki sistemden birine sahip çıkmak istiyorlar. İslâmiyet, müstakil ve 'nev'i şahsına münhasır' bir sistemdir. Sağ ve soldan biri liberal iktisadî anlayışı, diğeri ise devleti ma'bud derecesine çıkarıyor; bu anlayışlardan hiçbirinin İslâm ile özde alâkaları yoktur ki, İslâmiyet'i onlarla bağdaştırmaya çalışalım. Sonra, günümüzdeki sağcılık ve solculuk ile, Kur'ân-ı Kerim'de geçen 'sağ ashâbı' ve 'sol ashâbı' terimlerinin de hiçbir alâkası yoktur. Hayatlarını Allah'ın rızâsı istikametinde geçirmiş ve Ahirete mü'min olarak intikal edip, Mahşer'de defterlerini sağdan alacak olan Müslümanlara Kur'ân-ı Kerim'de 'ashâb-ı yemîn'; buna karşılık, hayatlarını kötülükler ağında geçirmiş ve kâfir olarak ölüp, gitmiş defterlerini soldan alacak olanlara da, 'ashâb-ı şimâl' denmektedir. Bu bakımdan, Kur'ân'daki 'sağcılık' ve 'solculuk', insanların ahiretteki durumlarına göredir ve bu dünya ile hiçbir alâkası yoktur. Meselelerimizi, her zamanı Kur'ân ve hadis ölçüsünde ele alıp, değerlendirmeliyiz. Kur'ân, Müslümanlar için, 'Sizi orta ümmet kıldık; sizi 'Müslüman' olarak isimlendirdik; Müslümanlar olarak ölmekten başka bir isim veya sıfatla ölmeyin' derken, İslâm adına sağcılık veya solculuk mefhumuna sahip çıkmanın hiç bir manâsı olamaz. Bugünün sağcıları da solcuları da, bir gün gelecek, yıllardır arayıp da bir türlü bulamadıkları huzûru, Allah'tan başka hiç bir şeye dayanmayan Hz. Muhammed'in sımsıcak ikliminde bulacaklardır. Hâdiselerin işâreti, bize bunu göreceğimiz günlerin uzak olmadığını gösteriyor.